Tonlama Nasıl Yapılır? : Mix Mastering Nedir?

14 Kasım 2022

Tonlama Nasıl Yapılır? Mix Yapmak

Tonlama Nasıl Yapılır: Görselde ekstrem uygulanan bir ekolayzır efekt kullanımını görüyoruz.

Türkçe’de “karıştırmak” anlamına gelen miks işlemi, tıpkı bir yemeğin bileşenlerini karıştırmak gibi, müzik prodüksiyonu için de farklı tınılara sahip enstrümanların seslerini karıştırıp ortaya lezzetli bir karışım çıkarmaya denir. Miks işlemine neden ihtiyaç duyarız ve tonlama nasıl yapılır? Mix mastering ne demek? Şarkı yapmanın en önemli adımlarından olan miks aşaması söz ve müziği yazılıp aranjesi tamamlanmış, enstrüman kayıtları yapılmış ve edit’leri tamamlanmış şarkı projeleri üzerinde uygulanır. Kaydedilen enstrümanların, vokallerin, midi’lerin ve sample’ların birbiriyle en uyumlu ve müzikal anlamda en tatmin edici hali yakalanmaya çalışılır. Bazı track’ler benzer frekans bantlarında etkin olabilir ve mikste karmaşık duyulabilir. Buna literatürde “maskelemek” denir. Mikste tasarlanan her bir sesin net duyulması amaçlanır ve hiçbir track’in birbirini maskelememesi istenir.

Bu noktada miks aşamasında her bir track için temelde 3 amacımız vardır:

1) Tonlama Nasıl Yapılır: Tınıyı Öne Çıkarın

Kaydedilmiş bir ses kaynağını veya kanalı öne çıkarmanın ve daha iyi duyurmanın farklı yolları vardır. Tonlama nasıl yapılır? İyi bir ses mühendisliği için mikste kullanabileceğiniz belli başlı efektler ve kullanım alanları kabaca şöyle sıralanabilir:

  • EQ (equaliser): ton dengesini ayarlamak için kullanılır.
  • Compressor: dinamik aralığı daraltmak için kullanılır.
  • Limiter: yüksek ses seviyelerini kesmek için kullanılır.
  • Noise gate: kaydedilen kaynak dışında mikrofona sızmış sesleri yok etmek için kullanılır.
  • Saturator: tona canlılık katmak için kullanılır.
  • Reverb: Halk arasında “echo” olarak bilinen, ses kaynağını belli bir hacmin içindeki yüzeylere çarpıp sekiyormuş gibi duyurmamızı sağlayan ekipmanlar / efektlerdir.
  • Delay: Ses kaynağına gecikme efekti eklemek için kullanılan ekipmanlar / efektlerdir.

İster istanbul’da bir kayıt stüdyosu olsun, ister bir ev stüdyosu, miks ve tonlama için kullanacağınız efektler temelde bunlardan oluşur. Bu efektleri iki şekilde kullanabiliriz: “insert” ve “send”.

Kullandığınız DAW (digital audio workstation) hangisi olursa olsun, her kanal üzerinde bir insert sekmesi, bir de send sekmesi olur. Ekolayzır, kompresör, limiter, noise gate, de-esser, saturator gibi dinamik aralığı değiştiren efektler “insert” sekmesine direkt eklenerek, reverb ve delay gibi modülasyon efektleri ise “send” sekmesinden yardımcı bir başka kanala gönderilerek kullanılır. Yani insert sekmesinde kullandığımız plug-in’leri ses kaynağındaki bilginin tamamına müdahale etmek için, send sekmesinden sinyali gönderdiğimiz yardımcı kanallar (auxiliary) üzerindeki plug-in’leri ise yardımcı kanalı orijinal kanal ile blend etmek (karıştırmak) için kullanırız. Yani reverb, delay gibi modülasyon efektleri ilgili kanalın tınısı korunmak isteniyorsa yalnızca yardımcı kanallara uygulanır ve orijinal kanal ile arasında bir ses dengesi kurulur. Bu sayede beğenmediğimiz noktada orijinal kanalın ses seviyesini değiştirmeden yardımcı kanaldaki sinyal değişimlerimizi özgürce yapabiliriz. Örneğin mevzu bahis bir reverb plug-in’i ise yankının olduğu mekanın özelliklerini yardımcı kanalın seviyesini değiştirerek yeniden kurgulayabiliriz.

İlgili makaleler:

Dinamik Aralıkla İlgili Efektler (INSERT PLUG-IN’LERİ)

Modülasyon Efektleri (SEND PLUG-IN’LERİ)

2) Tonlama Nasıl Yapılır: Stereo Konumlarını Belirleyin

Her enstrümanın tınısının korunduğu frekansları tutup (bkz:ekolayzırlar), belirginleştirip (bkz: kompresörler) gürültünün ve karmaşanın olduğu frekansları kıstıktan sonra hiçbir enstrümanın birbirini maskelememesini isteriz. Eğer hala bazı enstrümanlar birbirinin daha az duyulmasına sebep oluyorsa veya ses mühendisi miksin daha geniş ve canlı duyulmasını istiyorsa, her bir enstrümana bir stereo konum atayabilir. Bu işlem hali hazırda ilk kayıttan daha temiz, net duyulan ve dinlemesi zevkli miksi kimi zaman daha da canlandıracak, kimi zaman da müziği canlı dinliyormuş hissi verecektir.

Stereo kayıtlar ilk çıktığında miks aşamasında iki opsiyon bulunmaktaydı. Bir track ya sağ kanala, ya da sol kanala gönderilebiliyordu. Günümüzde teknolojik gelişmelerle birlikte herhangi bir kayıt programında (DAW) herhangi bir track’i sağ ve sol kanallara istediğimiz oranda gönderebilmekteyiz. Bu gelişme de tıpkı mono’dan stereo’ya geçiş gibi üretilen müziklerdeki seslerin kalabalıklaşmasıyla birlikte panoramada bu tarz genişlemelere ihtiyaç duyulmasıyla açıklanabilir.

Peki bir enstrümanın panorama konumuna neye göre karar veririz?

Günümüzde panorama konusunda net kurallar olmasa da yıllar içinde belli başlı bazı yaklaşımlar süregelmiştir:

2.1. Frekans bilgilerine göre pan’lama:

Daha çok bas frekanslara sahip elemanları ortada tutup, daha tiz frekanslara sahip elemanları sağ ve sol kanallara doğru sıralamaktır. Örneğin; kick, snare ve bas gitarı ortada tutmak; gitarları, yaylıları ve synth’leri sağ ve sol kanallara farklı oranlarda göndermek bir çözümdür. Bunun altında yatan mantık, bas frekansların dalga boylarının tizlere göre daha geniş olması sebebiyle, ortada tutulsa bile sağ ve sol kulaklarda geniş bir panoramik alanı hali hazırda oldukça meşgul etmesiyle açıklanabilir. Bu anlamda sağ ve sol kanallarda eşit miktarda bas frekans duyulması daha dengeli bir miks elde etmemizi sağlayabilir.

2.2. Enstrüman gruplarına göre pan’lama:

Stereo ses tasarımının ilk yaygınlaştığı zamanlarda bir enstrüman yalnızca sağ, sol ve orta olmak üzere 3 şekilde konumlandırılabildiği için, karmaşaya yol açmamak adına ses mühendisi aynı enstrümana ait kanallar aynı yere konumlandırıyordu. Örneğin: bateri grubuna ait kick(davul), snare (trampet) ve ziller sağa, tüm gitarlar sola, vokal ortaya konumlandırılıp basit bir stereo imaj yakalanmaya çalışılıyordu. Bu teknik günümüzde müziği daha vintage ve eski duyurmak istediğimiz zamanlar kullanılabilir.

2.3. Aranjman bölümlerine göre pan’lama:

Klasik bir pop veya rock şarkısını düşünün. Verse dediğimiz ilk sözler kısmında bir gerilim yaratılır ve müzik daha sakindir, ta ki nakarata kadar. Nakarat veya “chorus” bir şarkının en akılda kalıcı ve can alıcı kısmı olarak tasarlanır. Bu noktada bestenin ve aranjmanın verse ve chorus kontrastını desteklemek için stereo imaj değişiklikleri düşünülebilir. Örneğin: verse’te daha birbiriyle yapışık ve birbirine yakın duyurulan enstrümanlar, nakaratta daha geniş ve birbirinden uzak duyurulabilir.

2.4. Tamamlayıcı pan’lama:

Aynı frekans bantlarında etkin olan enstrümanları birbirinden biraz uzak konumlara pan’lamak iki kanalı da daha dolu ve geniş duyurmanızı sağlayabilir.

2.5. Öne çıkan enstrümanları genişletmek:

Çalıştığımız müzik prodüksiyonu içinde bir enstrümanı şarkının içinde diğerlerine göre müziği daha çok tanımlayan bir elemana dönüştürmek istiyorsak veya yalnızca o enstrümanı daha geniş duyurmak istiyorsak, aynı partisyonu iki kez çalıp sağ ve sol kanallara gönderebiliriz. Bu aşamada 2 farklı teknik kullanılabilir:

2.5.1. Doğal (Gerçek) Stereo:

Ses mühendisi enstrümana ait partisyonlar birbirinin birebir aynısı olacak şekilde 2 kez kaydeder ve sağ ve sol kanallara dağıtır. Bu noktada zamanlamalarının çok yakın olmasına özen gösterilmelidir, yoksa mono bir kaynaktan dinlenirken çalım hatası gibi duyulması kuvvetle muhtemeldir.

2.5.2. Yapay (pan-pot) Stereo:

Bir kaydı stereo duymamızın ana sebebi sesin sağ ve sol kulağımıza farklı zamanlarda ulaşmasıdır. Bu teknikte bu mantık esas alınarak ses tasarlanır. Örneğin: eğer kayıt sırasında aynı enstrümanı 2 kez çaldırmamışsanız veya şarkının farklı bölümlerinde aynı partisyon kaydından elinizde 2 adet farklı take yoksa bu yöntem tercih edilebilir. Kanal duplike edilir ve biri hafifçe kaydırılır. Kanallar sağa ve sola gönderilir. Aradaki zaman farkının miktarına göre değişik oranlarda “faz farkı” oluşur. Çeşitli oranlardaki faz farkı tonu da değiştirir. Faz farkına dair detaylı bilgiyi Stereo Kayıt Teknikleri kısmında anlatmıştım. Yapmanız gereken, duplike ettiğiniz kanalı tatmin edici bir sound’a ulaşana kadar geciktirmektir. İnsan kulağı farklı ses kaynaklarından aynı volume’de ama farklı zamanlarda gelen sesleri farklı volume’lerde duyar. Kulağa ilk ulaşan sesi daha yüksek duyarız. Bu sebeple zamanlaması önde olan kanalın sesini biraz kısmamız bu tekniğin püf noktasıdır.

Stereo kayıt teknikleri ile ilgili detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz. Bunun yanı sıra, stereo kaydedilmemiş mono bir kanalı daha geniş duyurabilmek için kullanabileceğiniz yöntemlere bu yazıdan ulaşabilirsiniz.

Önemli! Kararınız ne olursa olsun miksinizin son halini mono’da ve birçok kaliteli ve kalitesiz ses sisteminde dinleyip test etmelisiniz. Müziği günümüzde çoğunlukla stereo kaynaklardan dinlesek de, mono ses sistemleri hala açık ve kapalı konser alanları, dans kulüpleri gibi toplu dinleme yapılan mekanlarda her dinleyicinin aynı deneyimi yaşaması için kullanılmaktadır.

3) Ses Seviyelerini Dengeleyin

Miksin çeşitli aşamalarında kullandığımız plug-in’ler sebebiyle değişen ses seviyelerini tekrar tekrar kontrol ederiz ve güncelleriz. Bazen yine track’lerde kullandığımız plug-in’lere yazdığımız otomasyonlar sayesinde ses seviyeleri değişebileceği için, şarkının her noktasını kısım kısım dinlemeli ve uygun ses dengesini kurmamız gerekir. Gerekirse her bir track’e ait volume otomasyonu yazılmalı ve denge korunmalıdır.

Günümüzde müzik en sık dijital müzik platformlarında dinlenmektedir ve bu müzik platformlarında her şarkı aynı ses seviyesinde dinlenecek şekilde tasarlanır. Bu sebeple her şarkının ortalama ses seviyesi (LUFS değeri) dijitalde maksimum ses seviyesi olan 0 dB altında belli bir seviyede limitlenir. (bkz: mastering’de limiter kullanımı ) Bu limit gönderilen platforma göre -10 ile -14 dB arasında değişebilmektedir. Buna göre, ses mühendisi (miks mühendisi)bitmiş bir miks çalışmasını mastering’e göndermeden önce mastering için bir miktar alan bırakması doğru olur. Bu alan literatürde “headroom” olarak tanımlanır. Örneğin; mastering’i minimum -14 dB olarak çıktı alınacak bir şarkının miks seviyesi maksimum -14 dB’den düşük olmalıdır ki, mastering için çalışılabilecek alan (headroom) kalsın. Bu bağlamda mastering mühendisine çalışabileceği bir alan bırakmaz ve ses seviyesi oldukça yüksek bir final miks gönderirseniz, muhtemelen sizden miksteki ses seviyelerini güncellemenizi ve daha düşük sinyalli bir miks yollamanızı isteyecektir.

Prodüktörüm © ile hemen iletişime geçip şarkınıza mix mastering yaptırabilirsiniz.

Prodüktörüm © 2022

Etiketler: , , ,

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir