Stereo Kayıt Teknikleri: 7 Stereo Kayıt Tekniği

3 Mayıs 2022

Müzik Prodüksiyonu için 7 Stereo Kayıt Tekniği

Bu yazıda müzik prodüksiyonunda sıklıkla kullanılan stereo kayıt teknikleri öğreneceksiniz. Ses mühendisliği yaparken enstrüman kaydı için oldukça önem arz eden 7 stereo kayıt tekniği bu yazının konusu.

Müzik Prodüksiyonunda Mono’dan Stereo’ya Geçiş

Ses mühendisliğinde stereo mantığını anlamak için önce mono-stereo arasındaki bağı öğrenmek gerekir. 1930’ların sonlarına kadar kadar müzik dinleme aktivitesi mono kaynaklardan yapılmaktaydı. 1931 yılında elektrik mühendisi Alan Blumlein sesi stereo olarak kaydedip dinlemekle ilgili öncü yaklaşımlarda bulundu. Aynı zamanda ünümüzde de hala kullanılmakta olan yaygın stereo kayıt tekniklerinden biri olan “Blumlein” tekniğinin babasıdır. İlk stereo denemelerinin ardından bu kullanımın yaygınlaşması ise çok sonraları, 1975 yılı dolaylarında Dolby Stereo ile gerçekleşti.

Mono müzikten stereo’ya geçiş adeta bir devrim etkisi yaratmıştır. Öyle ki, müziğin stereo dinlenebilmesiyle birlikte, müzik prodüksiyonu da büyük bir ivme kazanmış ve plak şirketleri stereo kayıtlar üretip satma konusunda birbirleriyle yarışmaya başlamışlardır.

Bir enstrüman kaydı mono veya stereo olabilir. Daha gerçekçi ve sanki enstrümanın yanındaymışız gibi bir ses duymak istememiz sebebiyle enstrümanları stereo kaydedebiliriz. Günümüzde mikrofonlama teknikleri oldukça geliştiği için, daha dolu ve geniş ses elde etmek için zaman içerisinde keşfedilmiş ve standart haline gelmiş çeşitli stereo kayıt teknikleri kullanılmaktadır. Enstrümana, kaydedilen ortama ve istenen sound’a göre bu yöntemler kullanılabilir.

Stereo Panorama – Faz İlişkisi

Bu yöntemler kullanılırken mikrofonların birbiriyle panoramik açıdan uyumunu da yakalamak gerekir. Peki panorama nedir? Panorama, kaydettiğimiz bir sinyali işitsel düzlemde konumlandırma şeklidir. Müziği stereo dinlemek demek, sağ ve sol olmak üzere iki kanaldan dinlemek demektir. Stereo mikrofonlama tekniklerinde panoramik denge, bize kaynakların sağ veya sol kanallara hangi seviyede (volume) gönderileceğini anlatır.

Burada dikkat edilmesi gereken, kullanılan stereo kayıt tekniğinde ortaya çıkması muhtemel faz farklarının önüne geçmektir. Faz farkı nasıl oluşur ve neden önlenmelidir? Aynı ses dalgası farklı konumlardaki mikrofonlara farklı zamanlarda ulaşır. Bu sebeple zamansal olarak ses dalgasının bir mikrofondaki tepe noktası, diğer mikrofondaki çukur noktasıyla aynı veya yakın yerlerde olabilir ve birbirlerini yok edebilir / cılızlaştırabilirler. Bu fark azaldıkça genelde ses daha dolgun ve daha gerçekçi olur. Arttıkça, ne kadar iyi mikrofon ve preamfilerle kaydetseniz de ses cılız duyulur.

Özellikle akustik davulların trampet kaydında genellikle alttan ve üstten iki mikrofon kullanılır ve mikrofon kapsülünü titreştiren hava akımı birbirinin zıttı yönlerde hareket eden ses dalgaları oluşturur. Faz farkını en net bu kayıtlarda görürüz. İki mikrofonun kombinasyonununda birinin fazını (dalganın yönünü) ters çevirirsek dalgaların birbirini sönümlemesinin önüne geçmiş oluruz. Fakat burada mikrofonların ses kaynağına mesafesi de önemlidir. Eğer eşit mesafedelerse birinin fazını ters çevirme yöntemi yüksek doğrulukta çalışır. Eşit mesafede alınmamış bir kayıtsa ters fazlı ve düz fazlı versiyonlarını karşılaştırıp kulağa daha hoş gelen halini seçebilirsiniz.

Daha kesin bir sonuç için Waves’in Inphase plug-in’i ile ses dalgalarının konumlarını eşitleyebilir ve faz farklarını tamamen elimine edebilirsiniz.

Waves Inphase plug-in’i ile sinyallerin konumları eşitlenebilir.

Clipping – Distorsiyon

Kayıt sırasında dikkat etmemiz gereken bir diğer unsur da “clipping”e maruz kalmamaktır. Bir ses sinyalinin 0 dB’ye yani dijitalde ulaşabileceği en yüksek seviyeye ulaşmasına ve bu sınırı geçmeye çalışmasına “clipping” deriz. Kullandığınız DAW’larda genelde bu sınır geçilmeye çalışıldığında sinyalin en üst noktasında kırmızı renk görürüz. Ses dalgasının sınırı geçmesi demek aslında dalganın doğal halinin bozulup distorte olması anlamına gelir. Ses kayıtlarının miks sırasında kullanılabilmesi için, distorte olmadan kaydedilmiş enstrümanlardan oluşan bir ses mühendisliği isteriz. Aranjenizdeki elemanların distorte edilip edilmemesi müzikal bir karar olduğu için genelde kayıt sırasında clipping olmamasına dikkat edilmesi gerekir. Clipping’e kayıt sırasında maruz kalmış bir sinyali doğal haline getirmek zordur, fakat doğal bir ses dalgasını sonradan miks aşamasında distorte etmek mümkündür.

Enstrüman kaydederken en çok kullanılan stereo kayıt tekniklerini sıraladık:

1) X-Y Stereo Kayıt Tekniği

Stereo kayıt teknikleri
Stereo Kayıt Teknikleri: X-Y Tekniği

Bu teknikte (genelde) iki küçük diyaframlı cardioid condenser mikrofon aralarında 90-135 derece olacak, baş kısımları çakışacak ve enstrümana bakacak şekilde yerleştirilir. Özdeş mikrofonlardan biri tamamen sağ kanala, diğeri tamamen sol kanala gönderilir. Bu teknikte mikrofon kapsülleri birbirlerine oldukça yakın olduğu için faz farkı oldukça azdır.

Gitar, bağlama, ud gibi telli çalgıların yanı sıra; keman, viyola gibi yaylı çalgılarda da bu teknik kullanılabilir.

2) AB Stereo Kayıt Tekniği

Stereo kayıt teknikleri
Stereo Kayıt Teknikleri: AB Tekniği

Korolar, orkestralar ve davul kaydında kullanılabilecek bir teknik olan A-B tekniğinde bir çift tek yönlü (cardioid) veya çok yönlü (omnidirectional) mikrofon birbirine paralel ve enstrümanın etki alanını kaplayacak şekilde yerleştirilir. Özdeş mikrofonlardan biri tamamen sağ kanala, diğeri tamamen sol kanala gönderilir. Bazı durumlarda ambiyans etkisi için enstrümana uzak da yerleştirilebilirler.

Mikrofonlardaki potansiyel sızmaların önüne geçmek için iki mikrofonun arasına bir ayırıcı bölme yerleştirilebilir.

3) ORTF Stereo Kayıt Tekniği

Stereo kayıt teknikleri
Stereo Kayıt Teknikleri: ORTF Tekniği

1960’lı yıllarda  “Office de Radiodiffusion Télévision Française” (ORTF) yani Fransa’nın devlet televizyonunda ilk kez kullanılmaya başlanan, “Side-Other-Side” ismiyle de bilinen stereo mikrofonlama tekniğidir.

Bu teknikte, bir çift cardioid ve tercihen küçük diyaframlı (bazen büyük diyaframlı mikrofon çeşitleri de seçilebilir) condenser mikrofon, baş kısımları birbine 17 cm mesafede ve birbiriyle 110 derece açı yapacak şekilde yerleştirilir. Özdeş mikrofonlardan biri tamamen sağ kanala, diğeri tamamen sol kanala gönderilir. Bunun amacı, insan kulaklarının birbiriyle konumunu taklit etmektir. Bu sayede enstrümanı gerçekçi bir stereo imaj ile duymak mümkün olur.

ORTF tekniği, XY tekniğinden daha geniş duyulan bir stereo imaj sunar. Bu teknik, örneğin akustik piyano kayıtlarında kullanılabilir. Mikrofonlar piyano kapağının içinde biri bas tuşlara bağlı tellere, diğeri de tiz tuşlara bağlı tellere bakacak şekilde yerleştirildiğinde, stereo imajı geniş bir kayıt elde ederiz. Bunun bir aşama ilerisi, kaydedilen eserde kullanılan tuşlara göre mikrofon yerleşimini tasarlamaktır.

4) DIN Tekniği

İlk kez Deutsches Institut für Normung’da (Alman Standardizasyon Enstitüsü) kullanıldığı için bu ismi almıştır ve XY tekniğine benzer. Bu stereo mikrofonlama tekniğinde, bir çift cardioid mikrofon kapsülleri arasında 20 cm olacak şekilde 90 derece açıyla konumlandırılır. Özdeş mikrofonlardan biri tamamen sağ kanala, diğeri tamamen sol kanala gönderilir. Kapsüller arası mesafe daha fazla olduğu için, XY tekniğine göre daha fazla faz farkı oluşacaktır. Şunu unutmamak gerekir ki, uygun stereo tekniğini seçerken faz farkı oluşup oluşmaması tek kriter değildir. Kayıt sırasında daha doğru bir sound için bazı şeylerden taviz vermemiz gerekebilir. Nitekim, oluşan faz farkından memnun değilsek, kullandığımız DAW üzerinde manuel olarak veya bazı plug-in’ler (eklentiler) ile kaynakların fazlarını eşitlememiz her zaman mümkün.

Bu teknik yine piyano, küçük topluluklar veya klasik bir orkestrada bir enstrüman grubunu kaydederken stereo genişlik sağlamak için kullanılabilir.

Stereo kayıt teknikleri
Stereo Kayıt Teknikleri: DIN ve NOS teknikleri

5) NOS Tekniği

İsmini Nederlandse Omroep Stichting’den  (Hollonda Yayıncılık Vakfı) alan bu teknik, XY ve DIN tekniğinden daha geniş bir stereo imaj yaratmak için kullanılır. Yine bir çift cardioid pattern’li mikrofon birbiriyle 90 derece açı yapacak şekilde fakat bu sefer kapsülleri arasında 30 cm mesafeli olarak yerleştirilir. Özdeş mikrofonlardan biri tamamen sağ kanala, diğeri tamamen sol kanala gönderilir. Faz farkı muhtemelen XY ve DIN tekniklerine göre daha fazla olacaktır.

Buradaki önemli nokta, mikrofonlar arası mesafe arttıkça düşük (low) frekanslarda azalma ve buna bağlı olarak ses renginin zenginliğinin azalmasının söz konusu olabileceğidir. Ses mühendisliği bu küçük detayları yakalamakla ilgili de bir disiplin olduğu için mikrofonlar arası mesafeyi doğru ayarlamak önemlidir.

6) Blumlein Stereo Kayıt Tekniği

Stereo Kayıt Teknikleri: Blumlein Tekniği

Genelde geniş diyaframlı ve çift yönlü (bidirectional veya figure-8) olarak çalışabilen condenser mikrofonlar kullanılır. Bu mikrofonlar kapsülleri çakışacak ve yönleri arasında 90 derece olacak şekilde yerleştirilir. Mikrofonlar çift yönlü oluşu sebebiyle hem önlerindeki hem arkalarındaki sesi yakalayacağı için birbirlerini engellememesi adına düşey olarak üst üste yerleştirilebilir. Özdeş mikrofonlardan biri tamamen sağ kanala, diğeri tamamen sol kanala gönderilir.

Bu teknikte her bir mikrofon aynı zamanda bir miktar oda sesini de kaydedeceği için, kaydedilen enstrümanı daha detaysız duyabiliriz. Bu sebeple enstrüman sound’unu hem farklı yönlerden alarak, hem de oda sound’unu ekleyerek minik bir reverb de elde etmiş oluruz. Her mikrofonun 2 yüzüne farklı zamanlarda ulaşan ses dalgaları, stereo hissiyatını artırır.

7) Mid/Side Stereo Kayıt Tekniği

Stereo Kayıt Teknikleri: Mid/Side Tekniği (mavi alan, geniş diyaframlı condenser bir mikrofonu simgeler)

Diğer stereo tekniklerinde sesi yalnızca kaynağın “side” kısımlarından yani kaynağı ortalamadan ve kaynağa “off-axis” bakan mikrofon türleri ile kaydederken, bu teknikte enstrümana “on-axis” bakıp kaynağı ortalayan bir “mid” mikrofonu bulundururuz. Enstrümana direkt bakan mikrofon cardioid pattern’de, diğeri de bidirectional (figure-8) pattern’de olduğu takdirde bu tekniği uygulamış oluruz.

Diğer tekniklerde ortada bir “phantom source” yani aslında var olmayan ama varmış gibi duyduğumuz bir kaynaktan söz edebilirken, bu teknikte ortada (mid) gerçekten var olan bir kaynaktan sesi kaydederiz.

Mikrofonlama tekniği bu açıdan diğerlerinden farklı olduğu için panorama tasarımı da farklı yapılır. “Mid” olarak konumlandırdığımız mikrofonu ortada yani “center”da konumlandırırken “side” mikrofonu ise duplike ederek (özdeş iki track oluşturarak) birinin panoramasını tam tersi yönde değiştirmek suretiyle (flip ederek) mid-side tekniğinde elde edilmek istenen stereo genişliği yakalamış oluruz.

Kendi ev stüdyonuzda kayıt almanın yollarını öğrenmek ve mikrofon türleri ile ilgili detaylı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz.

Online miks ve mastering hizmetlerimizle ilgili bilgi almak için iletişime geçin.

Prodüktörüm © 2022

Etiketler: , , , , , , ,

2 thoughts on “Stereo Kayıt Teknikleri: 7 Stereo Kayıt Tekniği”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir